Anadolu’nun en eski yerleşim merkezlerinden biri olan Aşıklıhöyük’te, hasıra sarılı 10,000 yıllık çocuk iskeleti bulundu. Hasır kalıntısı, Aşıklıhöyük‘ün en alt kazı katmanlarına ışık tutarken, ölü gömme tekniğinde de kullanıldığını ispatlayarak, yeni bir törene işaret ediyor. Genel olarak bilinen, evlerin altına açılan çukurlarda gömülen ölülerin cenin pozisyonunda gömülmesi, 40 gün yas tutulması ve sadece mezarlar için yer kalmadığında evlerin duvarlarının genişletilmesidir. Lakin, bu hasıra sarılı mezar tekniği ile yeni yöntemlerin de denendiği ortaya çıkmıştır.
İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mihriban Özbaşaran’ın önderliğinde yapılan kazılarda, bulunan hasır üzerinde detaylı inceleme yapılmış ve hasırın içinde bulunan çocuğun tören esnasında bu hasıra konulduğu düşünülmektedir.
Ortaya çıkarılan bu hasır malzemenin günümüze kadar ulaşması ise hayret vericidir. Zira, hasır ve sepet gibi malzemelerin bu denli iyi ve uzun süre korunabilmesi için olağanüstü koşullar oluşturulmalıdır.
Hasırın malzemesel özellikleri: bölgenin sulak alanlarında yetişmiş Phragmites australis türü kamışlarla elde edildiği biliniyor. Bu kamışlar kesildikten sonra, şeritler halinde hazırlanıyor ve birbirlerine 90 derecelik açılarda, alttan ve üstten örülüyor.